Sayfalar

28 Şubat 2011 Pazartesi

35 + 2 hafta

subatin ve isimin son gunu! bugun is yerinden alacagim bir vizite kaydiyla icerenkoy carfur'un arkasindaki Avicenna Hastanesine gidip dogum iznimi baslatacagim. gecen haftayi bir buruk bir heyecanli gecirdikten sonra simdi bugun yine heyecan agir basiyor: hem 5 sene ve 2 ayimi gecirdigim, her pazartesi bilincli bilincsiz haftaya gozumu actigim bir yer olmayacak bir sure hayatimda, hem de isten ayrilmak demek doguma 1 adim daha yaklasmis olmak demek diye sanirim. simdi veda/tesekkur yazilarimi yazmam lazim..

27 Şubat 2011 Pazar

35. haftanın sonu, yatak ve araba

sonunda yatagini hallettik ufakligin, mothercare den 60-120 boyutlarinda besikten buyuk ama standart boy 70-140tan kucuk, ve beyaz su bazli boyali yatagimizi aldik. o kadar boyasiz olsun boyasiz olsun diye cigirip sonra gidip boyali yatak al, is mi bu da. ama bir ama var, o da boyanin kokmuyor olmasi, dolayisiyla havalandirmaya ihtiyac olmayacagi. fiyat da cok uygundu ve ben dolastikca beyaz yataklara bayildim. ayni gelinlik bakarken kabarik olmasin diye baslayip bulundugum magazadaki en kadarik gelinligi alip cikmam gibi oldu. dogalliga ne denli onem verseniz bile bir noktada akliniz çelinebiliyor iste:)
neyse ki araba konusunda 1000 lira uzeri mclaren gibi marka urunlere kaymadik, ve yine mothercare den promosyonda renkli cizgili  sevimli arabamizi ve de hastane cikisi icin gerekli "ana kucagi" mizi aldik. sona birakmak istiyordum ama ben ve kararsizligim sebebiyle artik korkmaya baslamistim yetismicek diye, nasil rahatladim anlatamam :)
simdi ver elini 2-3 haftalik tatil :)

24 Şubat 2011 Perşembe

colgate baby-shower

is yerinde son haftam. gecen haftanin heyecani yerini tatli bir burukluga birakti. bir yandan islerimi ayarlamaya, uzerimde is birakmamaya, Ayhan'a ogretmedigim sey kalmamasina ozen gosteriyorum, bir yandan mailleri arsivliyorum, bir yandan bilgisayarimi temizliyorum derken zaman nasil geciyor anlamiyorum. derken bugune, en yakin arkadasimin baby-shower duzenledigi persembe oglenine geliyoruz. Murat, Derya ve Ayhan yemege goturup sonra da 1'e kadar yukari cikarmadan oyalamaya calisiyorlar, derken hazir olduklari mesaji! geliyor ve yukari cikiyoruz.en buyuk toplanti odamiza girdigim anda evlilik muzigine benzer bir muzik caliyor, yere pembe bir yol cizmisler ve beni odanin ortasindaki pastaya yonlendiriyor:


ve derken Redd'in "prensesin uykusu" sarkisi esliginde ofis fotograflarimizdan olusan slide'larda duygulu anlar yasiyorum, ve ardindan gunun 3er 4er kisilik gruplar halinde bana dileklerini ilettikleri video cekiminde agzim kulaklarima variyor.. o kadar guzeldi, o kadar duyguluydu ki..

21 Şubat 2011 Pazartesi

kafa-dagitici

 Bir "Trilogy" olan bu serinin ilk kitabi "Ejderha Dovmeli Kiz" ismini ilk defa film festivalinde filminde gormustum, filmi seyretmemis olsam da carpici bir ismi oldugu icin akilda kalici. Aylar sonra Evren satin aldiginda dudak bukup evin bir kosesine atmistim, tum diger "best seller" super populer yabanci kitaplara yaptigim gibi. sonra hamile kaldim :) komik bir baglanti :) ama gercekten nasil basladim okumaya bilmiyorum ama hamileligin o tedirgin, belirsiz, heyecanli ama saskin, henuz ortada fol yok yumurta yok donemi olan ilk 3 aylik surecte, kafami dagitmaya, hayatimi yavaslatmaya, beni baska bir dunyay goturmeye o kadar yardimci oldu ki, ben stieg larsson in muptelasi oldum resmen. gunduz ofiste oldugum sure boyunca biran once eve gelip okumak icin yanip tutustum, oyle surukleyici bir hikaye!
ve filmi vizyona girdi. kitabindan bu kadar zevk almis oldugumdan filmini de ayni heyecanla beklemistim ama tam bir hayal kirikligi.

Derken serinin ikincisi cikti: "Atesle Oynayan Kiz". İlkinden daha surukleyici, daha karmasik bir hikaye, yarisina kadar neler dondugunu mumkun degil tahmin edemiyorsunuz, sonra yavas yavas cozuluyor tabi. Ben 2.sine gecmisken EVren de 1. ye baslamis durumda, ayni heyecana o  da kaptirdi, surekli tahminlerde bulunuyor, "poker face" olmaya calisiyorum, super zevkli :)
 Ve gecen seneki IF'te sanirim 2. sinin filmi geliyor, her ne kadar bir kitap/film kolik arkadasim Asli filmde uyusa da ben 1.sinden daha basarili buluyorum filmi--herhalde beklentim dusuk-- tabi yine de bir suru guzel bolumu "cut" etmelerinden dolayi kitabin lezzetini barindiramiyor.

ve yaklasik tum hamileligim boyunca! bekledigim serinin 3. su cikiyor subatin ilk haftasi:"Ari Kovanina Comak Sokan Kiz" ve benim de sevgililer gunu hediyem belirlenmis oluyor! :) Her ne kadar son 2 ayimi bebegimle ilgili kitaplar okumaya adamis olsam da kendimi ve her ne kadar sevgilime almis olsam da bu kitabi, bekledigimiz seyrinde gitmeyen bebegimizin hareketi sebebi ile kafami dagitmaya ilac gibi, hizir gibi yetisiyor.

herkesin kafasini dagitma yontemi farkli ama surukleyici bir romanla kendi kafasindan uzaklasabilenler icin muthis bir ilac, aklinizda olsun!

bebegin pozisyonu

normal dogum icin de gerekli olan ve zaten de aslinda olmasi gereken bebegin son haftalara dogru bas asagi bir pozisyon alarak doguma hazirlik yapmasi. arastirmalar sonucu ogrendiklerimiz:
- 36-37. haftalara kadar bebegin durusu uzerinde kafa yorulmamasi gerektigi, bu haftalardan once bu konu hakkında kafa yormanin cok erken oldugu.
- ama bu haftalardan sonra artik bebegin kilosunun normal sartlar altinda 2,5 kiloyu gecegi beklentisiyle hareketleri de kisitlaniyor, dolayisiyla daha sabit bir pozisyona gecegi.

cumartesi gunu muayenede bebegimizin basini yukarda gorunce--makat gelis deniyor buna-- derin bir takibe aldim kendisini icimde ve farkettim ki bunca zamandir bas asagi durdugunu varsayarak karnimin 2 yanindaki gerilmelere "spagat" aciyor olmasina baglamak ne kadar da yanlismis! espri bile olsa! megerse ufaklik fildir fildir donmekteymis! zaten haftasonu boyunca da sol koseden sag koseye gecip durdu. tabi ki derin takip devam etmekte!
doktorumuzun soyledigi bu konuda hicbir sey yapilamadigi yonunde olsa da Evren'in internet arastirmalari sonucu bir iki sey "varmis gibi" gorunuyo! tabi ki ne kadar etkili oldugu tartisilir, ama yine de insan bir seyler yapmis olmak istiyor eli kolu bagli durup beklemek yerine. Benim icgudulerimin soyledigi yuruyus ve harekete devam etmek ve tum hamilelik boyunca oldugu gibi "pozitif dusunce".

"varmis gibi" gorunen yontemler:
1. Telkin ve imgeleme - bebeğinizle konuşup ondan dönmesini isteyin.
2. Uyaranlarla bebeğin dikkatini çekme - Rahat bir pozisyon alıp pubis bölgesi tarafından bebeğinize çeşitli uyaranlar gönderin.  Mesela babasının konuşması, müzik dinletmek (ipod kulaklıklarınızı iç çamaşırınızın içine yerleştirebilirsiniz) veya bir fenerle ışık tutmak gibi.  Bunları bir sonraki maddede anlatılan pozisyonlarda da uygulayabilirsiniz.
3. Çeşitli pozisyonlarda gevşemek, dinlenmek.  Günde 2-3 kere 15-20 dakika uygulanabilir:
         - Ütü masanızı 30% eğimle yerleştirip (mesela bir kenarını kolyuğa dayayarak- ama sağlam olduğundan emin olmak lazım) baş aşağıda bir şekilde uzanmak.  Nefessiz kalmadığınızdan ve rahatsız olmadığınızdan emin olmalısınız.
         - Ayak tabanları yerde, dizle bükük sırt üstü uzanıp altını yastıklarla destekleyip popoyu havada tutarak
         -Dizler ve dirsekler üzerinde, baş yerde, popo havada
Bütün bu duruşlar bebeği popo veya ayakları ile yerleştiği pelvis bölgesinden oynatarak harekete geçirmeyi amaçlıyor.
4. Pelvik tilt egzersizleri
5. Yüzmek ve suda başaşağı durmak
6. Kayropraktik.  Yurtdışında çok yaygın olarak kullanılmasına rağmen ülkemizde çok az uzman var.  Daha fazla bilgi için Kayropraktik Derneği’ne başvurabilirsiniz.  Istanbul’da Aurelie Belsot seanslarının bu konuda yardımcı oldugu soyleniyor
7. Akupunktur.  32. haftada başlanması tavsiye ediliyor.
Kaynak: http://www.do-um.com/English/content/articles/6-12-Pregnancy-Ters-Bebek-Dondurme_17.aspx

19 Şubat 2011 Cumartesi

senfoni no:8ay muayenesi

her muayene oncesi olan stres en az seviyede bu sefer, 2 arkadasim geliyorlar cunku, Asli ve Ahu. Biraz da olsa NTS'deki bebegimin kalp atislarini duymalari icin 10 dakika erken gelmelerini soyluyorum. sabah erkenden kalkip doktorun yolunu tutuyoruz. NTS sirasi cok, doktor randevuya aliyor once bizi, koltuga yerlesmisken Ahu geliyor iceri doktordan hemen once, benim kadar heyecanli. 5 dakika sonra acilan kapıdan Asli'nin geldigini umuyorum ama doktor giriyor iceri, isiklar kapaniyor.. ve bizim ufaklik donmus bas yukari tekrar! 7. ayda hazirken, hazirlenmisken normal dogum icin gerekli bas asagi pozisyonu,  simdi 8. ayda birden dolanmaya basliyor tekrar. birseyler ters gitmis gibi hissediyorum, gozlerim doluyor, Evren'le gozgoze gelmemeye calisiyorum, Asli'nin gelememis olmasini dusunmeye zorluyorum fayda etmiyor. Ahu'nun bebisin kalbini renkli ultrasonda gordugu ve kalp atislarini duydugu andaki heyecanina kaptirmaya calisiyorum, sadece saniyeler suruyor soku unutmam icin. beklemiyoruz cunku, 7. ayda beliren ve 2 hafta onceki randevuda da basasagi durarak bize dogumun normal olacagi ve daha da onemlisi herseyin "normal" bir sekilde yolunda oldugunun sinyallerini veren bebegimiz simdi supriz yapiyor..
2 hafta once portakal, havuc gibi hazir sekeri fazla olan gidalari azaltmami oneren doktor, onerisine pisman oluyor, yarim kilo vermis buluyor beni ve bebegimiz de olmasi gerekenden 100gr az almis. "-ne disiplinli bir ciftsiniz" diyerek bir sonraki randevuda bebegimizi 2,5 kilo gormek istedigini soyleyerek tam tutturacagimiza belli ki inaniyor derinden.
NTS'ye giriyorum, Asli geliyor, kacirmadigini zannediyor once, farkettirince "uzulme" diyorum, "hala daha en az 3 randevumuz olacak, her ne kadar artik yuzunu gostermiyor olsa da!"
doktorun onerisi dogrultusunda enfes bir afyon kahvaltisi yapiyoruz atasehirde balli-kaymakli, koy ekmekli, binbir cesit peynirli, nesemiz biraz yerine geliyor. ayrilip eve donunce 3-4 saate yakin uyuyoruz ve tum haftasonunu benzer bir sekilde geciyoruz..

15 Şubat 2011 Salı

33 hafta + 3 gun

dun gece biraz zor gecti. sanirim 1 ay onceden ikizlerini normal dogumla 25 saatte doguran arkadasimin kuvezdeki veletlerinin haberi/fotografi ile ilgili olabilir biraz, biraz da aksam yemekten sonra normalden fazla olan braxton&hicks kasilmalarimin ve kasiklarimdaki harekete bagli agridan. geceleri artik sagdan sola donerken uyaniyor olmaya alistim! :) ama uyuyamamak cok fenaymis, negatif dusunceler arasinda. acil bir sekilde tekrar pozitif bir havaya burunmeye ve bir sure dogumla ilgili konusmamaya ihtiyacim var..

10 Şubat 2011 Perşembe

NTS havası

32. haftadan itibaren her 2 haftada bir gidilen muayeneler oncesi baglanilan, rahimdeki kasilmalari ve bebeginizin kalp atislarini takip etmeye yarayan alet: NTS. bizim doktorumuzun muayene odasinin yanindaki 2 kisilik minicik "nts odasinin" tavanında yukardaki resme cok benzer gokyuzu resmi var, hersey daha pozitif bir seans icin.. bir kus sesi eksik :)

9 Şubat 2011 Çarşamba

kararsizlik!

hamilelikte fiziksel, biyolojik ve psikolojik bir suru degisiklik yasiyor insan, acaba kararsizlik da bunlar arasinda sayilabilir mi!? kendimi hic bu kadar cok konuda bu kadar karararsiz bulmamistim:
hasta hissediyorum, ise gitsem mi gitmesem mi.. kizimiz odamizda mi yatmali 6 ay, yatmamali mi.. yatagi ahsap mi olmali boyali ama beyaz mi.. duvarlari duvar kagidi mi yapsak boyatsak mi.. bakici tutmali mi tutmamali mi, ne zaman tutmali.. slingo kesin kullanicam, simdi mi alsam sonra mi, ne zaman.. aksam yemege eve mi gitsem, anneme mi.. hava guzel yuruyus mu yapsam eve gidip yatsam mi.. kitap mi okusam blog mu yazsam..

8 Şubat 2011 Salı

Dogmamis cocugun gizli yasami-II

modern ve okumuş kadınların bilinçli anneler olduğu bir dönemde, bir onceki yazimda "dogmamis cocugun gizli yasami" kitabindan alıntılayarak ozetledigim seyler aslinda hamile oldugunuzu ogrenir ogrenmez-hatta belki hamile olmadan bile önce-- kulaginiza hep çalınan şeyler. illa derin uzun saatler boyu araştırmanıza bile gerek kalmadan sigara, içki kullanmamanız gerektiğini, klasik muzigin bebegi sakinlestirdigini, annenin stres olmaması gerektiğini adınız gibi biliyorsunuz. oyle ki artik bazi seyler cok klişeleştirilip tüketilmiş ya da işin özünü kavramanızı engelledigi hissi uyandırıyor insanda. klasik muzik mesela, bence sebep annenin sakinleşmesi boylece bebege de huzur anlamına gelecek hormonu salgilayarak bebegi sakinlestirmek, ama bunun anlamini kaybettigi nokta 2 cocuk annesi bir arkadasimin kendi yaptigi sey: muzik calarina mozart koyup kulaklıkları karnına dayaması!

dolayısıyla kocam zaytung'daki aşağıdaki hicvi gosterdiğinde çok güldük:

Tamamen Modern Çocuk Eğitimi Usullerine Uygun Olarak Yetiştirilen Genç, Bankacı Olabilmek İçin Gün Sayıyor

Doğumundan ergenliğine kadar tamamen modern çocuk eğitimi yöntemleri ile yetiştirilen ve "Türkiye'nin çocuk gelişimi kitaplarına göre büyütülen ilk çocuğu" unvanına sahip olan Zirve Doruk Kesican (25), geçtiğimiz günlerde askerden gelmesinin ardından bankacı olabilmek için gün sayıyor. Anne karnında klasik müzik dinleyerek başladığı yolculuğunun ardından, dünyaya adımını annesinin suda yaptığı doğumla atan Kesican'ın bankacılık yolunda ilerlemesi aileyi bir miktar hayal kırıklığına uğratsa da, kendisi bu durumdan pek şikayetçi değil.
http://zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=79607

Doğmamış çocuğun gizli yaşamı-I

Genel olarak henuz anne karnındaki bir yavrucagin duygusal gelisimi ve annenin hamileligi boyunca cocugun kisiligi uzerindeki etkisini anlatiyor Dr. Thomas Verny ve John Kelly. Bunun için en önemli şeyin "bağlanma" olduğunun üzerinde duruluyor tüm kitap boyunca; önce rahim içi bağlanma ve bunun doğal sonucu olarak da kurulan bağın doğum sonrası da devamı sayesinde anneliğe rahat/doğal bir geçiş.

".. bir kadin cocugunun hayatini dogumdan cok once etkilemeye baslayabilir. Bunun bir yolu hamilelik sirasinda sigarayı ve içkiyi azaltmak ya da tamamen birakmaktir. Baska bir yolu da cocuk ile konusmaktir. Cocuk gercekten sizi duyar ve daha da onemlisi duyduklarina yanit verir. Yumusak rahatlatici bir konusma ona sevildigini ve istendigini anlatir. Bu tabii ki kelimeleri anladigi icin olmaz, kelimeler onun anlayabileceginden daha karmasiktir. Ancak soylenenlerin tonunu rahatlikla anlayabilir."

"Dogmamis cocuga bir seyler ogretmeye baslamak bile mumkundur. En azindan gunde birkac dakikasini sakin muzik dinlemeye ayiran bir anne, cocugunun daha sakin ve rahat hissetmesini saglayabilir. Muzikle olan bu erken tanisma, cocukta hayat boyu suren muzikal bir ilgi alani bile yaratabilir."

"Doğumdan sonraki 1 saat kadar kısa bir süreyi bile anne-çocuk beraber geçirmek hem anne hem de çocuk üzerinde çok olumlu etkiler yaratabiliyor. Bu ilk saatlerde anne ve bebeğin en çok ihtiyacı olan şey yemek ya da uyku değil birbirilerini dinlemek, bakmak ve okşamak."

"Bebegin aglama sesleri anne süt üretimini sağlıyor ve dokunuşları da doğum sonrası kanamanın azalmasına yardımcı olan hormonun salgılanmasına yardımcı oluyor."

"..hamileligi hakkinda kendini iyi hisseden bir kadının anneliğe geçişi de kolay olacaktır."

7 Şubat 2011 Pazartesi

hıçkırık

minik bebegimi hıçkırık tutuyo! minik, minicik sarsılıyor karnım, daha erken haftalarda da olmustu bir iki ama simdi daha sık oluyor. yutmayı yeni ogrendiginden ve amniyo sıvısını bol bol yutmasından kaynaklanıyormus. beni hıçkırık tutmuş gibi nefesimi tutasım geliyor biran once geçsin diye :)

3 Şubat 2011 Perşembe

ilk bakici adayi gorusmesi

sevimli, kibar, genc, kucugu 3 yasinda olan 2 kiz cocugu annesi, kendisi 6 kiz kardesin ortancasi.. bulusmaya kocamla birlikte gittik, o da kocasiyla gelmisti, kocasi da cok kibar bir adam, ayni emellerle oradaydik belli ki. ama. ama...........
henuz 8 aylik bebegimi teslim ediyormusum gibi geldi. kim yeterli/iyi gelir gozunuze boyle bir sey icin?
gorusme sonrasindaki 1 saat depresyona girdim resmen, sadece kisa bir sureligine, sadece aglama krizim gecene kadar :) sonra uyudum.. sweet mother of sleep..

1 Şubat 2011 Salı

32. hafta ve calisabilir raporu

zaman geldi catti malum 32. haftaya. her calisan annenin bir cesit alarmi gibi bir sey. normalde resmi olarak bu haftadan itibaren kadin calismamali. ama eger calismaya uygunsa bu dogrultuda SSK ya da bagkur nereye bagliysa orada gecerli bir hastaneden "5 hafta daha calisabilir" raporu almak gerekli. 5 haftanin sonunda da "iş gormezlik raporu" alarak resmi izninizi başlatıyorsunuz.  "5 hafta daha calisabilir" raporunu alacaginiz 32. haftaya dikkat, son adet tarihinden itibaren saydiginizda 31+3 ya da + herhangi baska bir sayi 32. hafta etmiyor, illa 32 / 32+1 lere baslamis oldugunuz hafta 32. hafta sayiliyor!
5 hafta degil ama 3 hafta daha calismak istiyosunuz diyelim, yine de 5 hafta daha calisabilir raporu alip 3. hafta sonunda izne ayrildiginizi belirten baska bir rapor aliyorsunuz ayni hastaneden. prosedur bu.

prensesin arkadasi

kocamin annesine davetliyiz yemege, eve ugruyorum 2 dakikaligina, yanliz onemli bir mail bekliyorum diye sadece 1 dakikalıgına e-maillerimi kontrol ediyorum, universitede cok yakin oldugum sonra metropol hayatinin kosturmacasinda arayi actigimiz ama surekli birbirimizi son gelismelerden haberdar ettigimiz bir arkadasim yakaliyor g-talk'ta, bir kotu haberle birlikte bir de mujdeyi patlatiyor: 12 haftalik hamile! :) sanal ortamin sanal nesesine birakmadan bu guzel haberi 1 saat sonra konusmak uzere sozlesiyoruz, ve sonra 1 saate yakin konusuyoruz. telefonu kapadigimdan saatler sonra bile hala icimi kaplayan sevinc devam ediyor, onu gormek icin sabrisizlaniyorum:) ..universite gunlerine gidiyo aklim, salaş, başıboş, tek derdimizin dersler olduğu, sürekli planlar yapıp bolca sarhoş olduğumuz günlere.. 8-9 sene öncesine.. güney kampusun dik yokusundan yukarı yururken sakin, telassiz, biri deseydi ki aynı sene çocuklarımız olacak, guler gecer miydik acaba, ciddiye alir miydik yoksa?
hamile oldugumda uzuluyorduk hic arkadasi olmayacak prensesimizin diye, daha dogmadan 2 arkadasi oldu bile! you never know! :)