Sayfalar

24 Haziran 2011 Cuma

ayva kompostosu icer miydiniz?

annelik, yeni bir kimlik, yeni bir sayfa, yepyeni bir blog :
http://ayvakompostosu.blogspot.com/

neden ayva kompostosu? hamileligimin son gunu, 42. haftaya girmek uzereyiz, bebegim kendi gelmemis, sezaryen olacagima karar verilmis ertesi gun, hormonlar tavan yapmis, tutturuyorum house cafe nin limonatasi diye, kocam elim mahkum goturuyor beni arabayla,  birden telefon caliyor ve ben aglamaya basliyorum, kocam panikliyor, kaza yapacak neredeyse, aglak sesimle hizli hizli soyluyorum: annem ayva kompostosu yapmis bana!

7 Nisan 2011 Perşembe

the END

hayatta bazen insanin istedigi olmuyo tamam ama bu hamilelik olayinda ozellikle insanin yapabilecekleri o kadar kisitli ki, o yuzden bu kadar batil inanc dolaniyor zaten hamileligin cevresinde. neredeyse adim atmaya korkar hale geliyosun iyi mi olur kotu mu bilemediginden. okudugun her kitap bilimsel de olsa bir teoriden bahsediyor, sen icgudulerine en yakin olana inaniyorsun kimseyi inandirmayi umursamadan. inancim oydu ki dogadir, dogaldir en dogrusu. ama ya doganin hareket edesi yoksa?

41. haftanin da sonunu getirdik ve hala hamileyim! yarin sabaha kadar! aylardir dinledigimiz normal/sezaryen hikayeleri sonrasi benim hikayem de belli oldu: epidural sezaryen. gelmedi prenses, gelemedi bir turlu. sali gunu 6-7 dakikada bire kadar siklasan kasimalardan sonra yine de rahim agzinda hicbir aciklik olmayinca ve 42. hafta icerisinde artik riskli doneme girilince kacinilmaz sona karar verildi. epidural sezaryen dusundugum seceneklerin en sonucusuydu--you never know!-- ama doktorumuz normal dogumu bu kadar isteyen bizlerin en azindan his olarak ona en yakin olanini tercih etmemizi onerdi, kocam yanimda yine elimi tutabiliyor olacak ve bebegim karanlik dunyasinda cikar cikmaz onu gorebilicem, tutabilicem, koklayabilicem... bu nokta cok kritik, hemen gozlerim doluyor bu sahneyi canlandirdigimda kafamda! dile kolay 9 ay! even more!

her son yeni bir hikayenin baslangici. hamilelik hikayem buraya kadarmış. tedirgin ve tatli bir uyku ile baslayip cilgin adrenalin dolu gelisip serpilen, son ayda buyudukce buyuyen ve sonu gelmek bilmese de dunya(m)in en guzel hikayelerinden birine donusen bir 9-ay-10-gun.
suanda tanimi zor bir buruklukla dolsa da icim biliyorum ki bunu dusunmeye bile firsat birakmayacak bambaska bir hikaye basliyor, asil hikaye, annelik hikayem!

herseyin belirsiz oldugu ve epey uzunca suren dun gecenin/sabahın aksine simdi dus alip guzel ve rahat bir uyku cekmeliyim, uzun bir gun bizi bekliyor olacak..

4 Nisan 2011 Pazartesi

40 + 2 hafta

40 haftamizi tamamlamis ve son regl tarihi olan 26 hazirana gore hesaplanan "due date" imizi 2 gun gecmis bulunuyoruz. tek avuntumuz periyodiklesmemis olsa bile dunden beri agrisi artan kasilmalar. yaklasik 1-2 dakika kadar suruyor. dogumun yaklastiginin gostergelerinden biri bu. ama bunu her soylesek de doktorumuzun her seferinde sordugu sey: nişan. sumuksu bir akinti, belli belirsiz kanli olabilir, rahim agzinda plasentayi enfeksiyon riskinden koruma gorevinde "tıpa" bir nevi. sasirdigim sey, tum hamilelerin bunu farketmiyor olmasi, annem mesela. hep soylenen sey ise suyun gelmesi, nişandan daha yaygin olarak. neyse saniri onemli olan sey dogumun basladigini anlayabilmek, oyle ya da boyle :)
buarada sagdaki sayacimiz da bebetoto tahminlerine katilmis bulanarak bugunu gosteriyor, who knows:)

2 Nisan 2011 Cumartesi

bebetoto

Evren arkadaslarimizi dogumun baslayacagi tarih ile ilgili tahminde bulunmaya davet ederek heyecanimizi daha da artirdi, ve buna bebetoto dedik, tabi ki bilen(ler)e guzel bir hediye dusunuyoruz :) 26 mart-11 nisan arasi herkes bir tahminde bulundu, tahminlerin cogu bu haftaya sikisti, simdi her gun hizli bir e-mail ve telefon trafigi donmekte.

31 Mart 2011 Perşembe

dunston baby language

yukardaki videoda "dunston baby language" in nasil ortaya ciktigi anlatiliyor ama kisaca bu dunston baby language denen sey ilk 6 ayinda bebeklerin cikardigi seslerin analiz edilmesi ve dunyada hangi ulkede hangi dilde olursa olsun butun bebeklerin ortak 5 tane ses cikariyor olmasi. Ozetle:

1-"neh" ya da "inga" gibi "n" yi baskin olarak cikaran seste bebeginiz ac oldugunu anlatmaya calisiyor, yukardaki videonun sonlarina dogru ornek gosterilen bir kac bebek goruntusunu seyredin mutlaka, gercekten hep ayni "n" sesi var.
2-"owl" sesi, agzin yuvarlak olup "o" sesinin baskin oldugu ses ile bebeginiz yorgun oldgunu ve uykusunun geldigini,
3-"eh" sesi ile ust gazinin oldugunu, gegirme ihtiyacini,
4-"eairh" sesi ile alt taraftan gazinin oldugunu,
5-"heh" sesi ile tensel bir rahatsizliginin oldugunu anlatmaya calisiyor; terlemis ya da usumus olabilir, altini islatmis olabilir, ya da pozisyonunu degistirmenizi istiyor olabilir.

bebeginizin sizinle iletisim kurdugu tek yol olan "aglama" sini anlamadiginiz takdirde krize donusebiliyor bu aglamalar. annemin anlattigini hatirliyorum, ablamin bir odada kendisinin baska bir odada aglama krizlerine girdigini. hersey sadece bebeginizi anlamak icin.
biz bu egitimi kocamin yemek sepeti ile isbirligi! sonucu ailedanismanlik.com sirketinden aldik, 2 gunluk 1,5 saatlik egitim seklinde veriyorlar. egitimi tam da dogumdan 1-2 hafta once almis olmak cok faydali, simdiden egitimin vaad ettigi gibi ebeveynlik guvenimiz artti :)

29 Mart 2011 Salı

39 + 4 hafta

yakinlarda uzaklara gidicek bir arkadasimla birlikte cok duygusal gecen bir gecenin sonunda eve geliyorum, geciktirmeden uyku haline burunuyorum, gunlerdir yine kesik kesik uyumusum. kasilmalar geliyor.. hep geliyordu diye basta cok onemsemiyorum, bir de doktorumuz carsambaya kadar sehir disinda olacagini acikladigindan beri kendimi de ufakligi da bu 3 gun hicbir sey yapmamaya! hazirliyorum. ama kasilmalar siklasmaya basliyor, zaman tutuyoruz Evrenle, 15 dakikada bir oldugunu goruyoruz ama bu sırada ufaklik kendini kaybetmis bir sekilde hareketleniyor, oyle ki Evren "canavar nasil" diyor sabah. gecenin belli zamanlari kasilmalar uyandiriyor beni, ama sabah oluyor ve hala hamileyim :) simdi regl agrisina benzer agrim var sadece, ayagima corap gecirip battaniyeye burunuyorum, regl oldugumda nasil yaparsam, sicak tutmaliymisim gibi hissediyorum, iyi geliyor gercekten de. bugunu de gecirmem lazim, ama sanirim eli kulaginda artik..

23 Mart 2011 Çarşamba

annemin lekesi

Pinar Reyhan'in cumartesi gunku yazisi.. annelerin yemek tarifleri defterleri.. ben cok etkilendim, baslik sebebiyle en cok da.. benim annemin de var yemek tariflerini toparladigi defterleri, 1 tane de degil ustelik, ve mutlaka cikarir tarifi uygularken, ve mutlaka olur o "leke"den defter uzerinde, annemin lekesinden..

http://www.hurriyetaile.com/yazarlar/pinar-reyhan/annemin-lekesi_472.html

12 days to go!

Hafta hesabi yapamadigim zamanlarda bloga yerlestirdigim sayacimiza gore 12 gunumuz kaldi, gecen hafta cumartesi gunu doktor randevumuzda da doktorumuz benzer bir sureyi isaret etmisti, ufakligin keyfi yerinde gibi gorunuyor diye ben de oyle rahatladim ki.. evimin keyfini cikariyorum, coktandir ozlemini duydugum kendimle basbasa kalabildigim, bolca okuyup yazabildigim son haftalarimin.. diger yandan da sabirsizlanmiyor degilim, ne olucaksa olsun artik dogum anlaminda diye icimden geciriyorum, bir an once kizimizi elimize almak istiyorum, hep o ilk elima alacagim anin hayalini kuruyorum.. arkadaslarim da cok sabirsizlanmaya basladi, telefon calar da bakamazsam bir sebeple panik bir sekilde mesajlar ve ust uste aramalar yagiyor hem bana hem evren'e, dogum basladi mi gelelim mi hastaneye diye :)
dogumla ilgili bir sey ogrendim bugun: hypnobirthing. pozitif telkinlerle doguma hazirlanmak, dogumun iyi gececegine, bebegin rahat cikacagina, kadinin bedeninin ve kaslarinin bir harmoni icinde mukemmel calistigina dair sonuz guven duymak.. tabi bu trend yoga ve nefes calismalariyla(j-breathing diyorlar buna da) desteklenen bir hazirlik sureci. her ne kadar bu tur terimlere asina olmasam da suana kadar, yararina inandigim iki seyi uyguladim ben de hamilelik boyunca aslinda bunlarla paralel ama daha primitive olarak: pozitif dusunce ve hareket(yuruyus, merdiven cikma vs.) ki aslinda bunlar da bir yasam bicimi..

21 Mart 2011 Pazartesi

dogum oncesi son hazirliklar




 o kadar travmatik gecirdigim ilk tanismadan sonra zor da olsa bakicimizin mart ayinda haftada 2 gelmesine karar vermemiz ne kadar da isabet olmus simdi daha iyi anliyorum. onsuz olmaz miydi, tabi ki olurdu ama simdi onun olmasi, dogum oncesi evi ve bebegimizin esyalarini hazirlamadaki yardimlarini dusundukce epey bir yuku uzerimden almis oldugunu goruyorum. her gelisinde bir is hallediyoruz, gecen hafta bebegimizin tum kiyafet ve tensel temasta bulunacagi esyalarini yikadik, sadece bu bile o kadar keyifliydi ki :)  minicik hersey, oyle ki gulliver devler ulkesinde hissettiriyor kendinizi :) sirf bakmasi guzel diye kurumalarina ragmen askida biraktim bir sure, gelip gidip seyrediyorum, pozitif enerji veriyor :)

12 Mart 2011 Cumartesi

asli baby shower

4 aylik hamileydim, yeni yeni soyluyorduk herkese, Evren'in izmir'de yasayan kuzeni Ozgecan'dan tatli bir heyecan icinde bir telefon geldi: "baby shower" yapmak istiyor, ben de zaten 2. trimester rahatligi icindeyim, katlaniyor adrenalim, mutlu oluyorum cok onun heyecanindan. istanbul'a ilk geldiginde yaninda bir suru sus getiriyor, yaptigi isi son derece ciddiye aliyor, benimse aklim bir karis havada.. 5 ay geciyor, doguma bir kac hafta kala, izine cikar cikmaz baska bir canim arkadasim, Asli heyecanla hevesleniyor "baby shower yapicam sana" diye, hemen Ozgecan ile konusuyorlar, sansa/sanssizliga bak, 5 ay sonra Ozgecan'in yogun programi musaade etmiyor istanbul'a gelmesine--ama muthis suslerimizi gonderiyor-- partiyi organize etmek de Asli'ya kaliyor: partiden 2 hafta oncesinden basliyor arastirmalarina ve eminonu ziyaretlerine. sayisiz bloggerin aktivite detaylarina giriyor cikiyor, ve bu iste usta oluyor! annemde yapilacagi icin herkesten 2 saat once anneme gidip ortaligi susluyor, annemle kanka ve benden daha cok evin kizi oluyor--pecetelerin yerini ben degil, o biliyor:) -- ve ablam, canim ablam hayatimin suprizini yaparak trabzondan ucaga atlayip tam zamaninda asansorden cikiyor karsima, ustelik dedigim dedik babamin 9 aylik bir hamileye boyle bir supris yapilmamasi gerektigini belirten tum itirazlarina ragmen. ve parti basliyor..

PARTI OYUNLARI:
asli cok zevkli 2 oyun ogreniyor: birincisi buyukce bir oyuncak bebegin gercek bezler ile altini degistirme yarismasi.. sadece tek gonullumuz cikiyor, herkes nedense! kaciniyor, sanirim zaten ilk gonullunun isi 20 saniyede kotarmasi sebep olmus olabilir. 2. oyun da tuvalet kagidi ile benim/hamilenin karnini tahmin etme, herkes kendine gore bir usul tutturuyor, kim muhendis kim sanatci belli oluyor:)
tabi de bir de hic tahmin edilmeden kendiliginden ortaya cikan oyunlar oldu: mother care in banyo kuvetinin icindeki alet/edevatin ne ise yarayacagi, nasil kullanilacagi. bu oyun da i-phone u olan Ahu'nun internetten arastirmasiyla ancak! son bulabiliyor. Kuvet alirken dikkat! bir diger eglenceli an da 2-3 saat sonra aramiza katilan baba adayinin tum bu alt degistirme-kuvette yikama gibi testlerden gecirilme seansiydi.
 



PASTA/KURABIYE:
pasta normalde cok sevmem, ama hayatimda yedigim EN lezzetli frambuazli pastayi yiyorum Misket Teyze'den, gorunusu ile benden daha cok talep/foto topluyor kendileri :) Kurabiyelerimiz ise 1,5 yasindaki cocugu olmadan once bu ise amatorce baslayip simdi sadece tanidiklarina kurabiye yapan Ozlem abladan--kurabiye hikayemiz baska bir entry konusu olabilir, annem hep der ki "-ben mi hayattaki ilginc hikayeleri cekiyorum, onlar mi beni buluyorlar" sanirim Asli ile ben de ozellikle birlikte olunca hayattaki tum absurdlukleri yakalama sansimiz 2 kat artiyor--


NEDEN BABY SHOWER DENIYOR:
tabi ki ithal ettigimiz baska bir kavram, ismi bu sekilde kalmis gunluk kullanimimizda, dilimiz alisti bir kere. esasinda bebege hosgeldin partisi, ama en onemli ozellik annenin bebegin ihtiyaclarini yazdigi bir liste hazirlamasi ve parti katilimcilari tarafindan hediyelerle bu listenin tamamlanmasi. klasik yapida boyle bir gelenege cekinik yaklassak da--annem mesela cok yadirgadi, "oyle sey mi olurmus, zorla hediye mi istenirmis" diyerek-- ama aslinda cok mantikli, cunku zaten herkes ufak/buyuk bir hediye getirme telasinda ve yeni doganin oyle cok seye ihtiyaci oluyor ki inanamazsiniz. ustelik ben oyle her detaya saldirmis bir anne adayi bile degilim, ona ragmen!
gunun diger bir onemi de annenin tum sevdiklerinin etrafinda bulundugu, sirf onun icin duzenlenmis bir gunde moral/mutluluk katsayisini artirmak, dogum heyecanindan birazcik olsun anneyi uzaklastirmak..
gunun supriz bir ozelligi de icinden gizliden gizliye cocuk isteyen anne adaylarinin kendini belli etmesi :)

VE ASLI:
hayatinizda bazi insanlar vardir, gozunuz bir damla arkada kalmadan kosulsuz guvenirsiniz.. ve zamanla onsuz olamazsiniz.. genelde aileden biridir bu, nadiren bir dostunuz.. acinizi da mutlulugunuzu da en gereksiz yasamin icinden bir detayi da paylasmadan edemezsiniz, sanki onu dahil edince tamamlanir hikaye ancak, aksi halde yarim kalirsiniz. cogu zaman gozlerinizle konusabilirsiniz, bir sey demeye gerek kalmadan anlarsiniz ne hissettigini.. hayatin karsiniza cikarmis oldugu en buyuk sanslardan biridir.. Iyi ki varsin Asli, iyi ki hayatimdasin..

11 Mart 2011 Cuma

37 + 3 hafta

bloglarin kapatilmasi sacmaligi baslayali 2 hafta olmus, bir hamilenin hayatinda ozellikle de 36-38 haftalar arasi olan bir hamile icin ne kadar kiymetli oldugunu bilemezsiniz bu bugunlerin her birinin. Neler degisti/gelisti hayatimda: en onemli olarak bebegimiz basasagi pozisyonuna geri dondu! ne kadar da sorun bellemistik, evren'in konusmalarinin ve masajin mi faydasi oldu, duzenli yuruyuslerin mi, pozitif dusuncenin mi, yoksa zaten hic bir sey yapmasak da boyle mi olacakti bilemiyoruz. ama ders1: 37. haftaya kadar gayet firildak misali donebilir bebis icinizde, panik/heyecan yapmayin bizim gibi! :)
isten ayrilip pamuk tuyu hafifliginde gecirmeye basladim gunlerimi, bu da bir o kadar onemli bir sey benim icin: seneler sonra tekrar kendi hayatimin iplerini kisa bir sureligine de olsa ellerime almis olmanin ozgurlugu, her sabah yataktan ciktigimda ne istersem onu yapabilme ozgurlugu, is yeri stresinin insani sertlestiren yapisindan uzak durabilme ozgurlugu, her gun kimi istersen onu gormeyi secebilme ozgurlugu, ofis disinda bekleyen islerini oglen arasina sikistirma zorunlulugu olmadan rahatca planlayabilme ozgurlugu.. daha da sayabilirim:)
bebegimiz bu 2 haftada epey buyudu, yaklasik 900 gr kadar, ve 3kg oldu! ve boyumuz da 50cm i simdiden gecti, zaten arada yana dogru cikarttigi ayaklariyla boyunu belli ediyor kendisi:) turkiye kiz cocuk ortalamasini soylemis mydm: 48cm! ama doktorumuzun soyledigi bu haftalardan sonra boy degismezmis cok-38-40 haftalar arasi yani.
son 2 haftada sonunda sirt ustu yatamaz hale geldim ben de. uyku duzenim biraz sasti, bebis geceleri de hareketlendi ve beni uyandirir hale geldi, alistirmaya mi calisiyo nedir? sanirm iste bu noktadan sonra, 9. ayda biran once ciksin istiyosun..

28 Şubat 2011 Pazartesi

35 + 2 hafta

subatin ve isimin son gunu! bugun is yerinden alacagim bir vizite kaydiyla icerenkoy carfur'un arkasindaki Avicenna Hastanesine gidip dogum iznimi baslatacagim. gecen haftayi bir buruk bir heyecanli gecirdikten sonra simdi bugun yine heyecan agir basiyor: hem 5 sene ve 2 ayimi gecirdigim, her pazartesi bilincli bilincsiz haftaya gozumu actigim bir yer olmayacak bir sure hayatimda, hem de isten ayrilmak demek doguma 1 adim daha yaklasmis olmak demek diye sanirim. simdi veda/tesekkur yazilarimi yazmam lazim..

27 Şubat 2011 Pazar

35. haftanın sonu, yatak ve araba

sonunda yatagini hallettik ufakligin, mothercare den 60-120 boyutlarinda besikten buyuk ama standart boy 70-140tan kucuk, ve beyaz su bazli boyali yatagimizi aldik. o kadar boyasiz olsun boyasiz olsun diye cigirip sonra gidip boyali yatak al, is mi bu da. ama bir ama var, o da boyanin kokmuyor olmasi, dolayisiyla havalandirmaya ihtiyac olmayacagi. fiyat da cok uygundu ve ben dolastikca beyaz yataklara bayildim. ayni gelinlik bakarken kabarik olmasin diye baslayip bulundugum magazadaki en kadarik gelinligi alip cikmam gibi oldu. dogalliga ne denli onem verseniz bile bir noktada akliniz çelinebiliyor iste:)
neyse ki araba konusunda 1000 lira uzeri mclaren gibi marka urunlere kaymadik, ve yine mothercare den promosyonda renkli cizgili  sevimli arabamizi ve de hastane cikisi icin gerekli "ana kucagi" mizi aldik. sona birakmak istiyordum ama ben ve kararsizligim sebebiyle artik korkmaya baslamistim yetismicek diye, nasil rahatladim anlatamam :)
simdi ver elini 2-3 haftalik tatil :)

24 Şubat 2011 Perşembe

colgate baby-shower

is yerinde son haftam. gecen haftanin heyecani yerini tatli bir burukluga birakti. bir yandan islerimi ayarlamaya, uzerimde is birakmamaya, Ayhan'a ogretmedigim sey kalmamasina ozen gosteriyorum, bir yandan mailleri arsivliyorum, bir yandan bilgisayarimi temizliyorum derken zaman nasil geciyor anlamiyorum. derken bugune, en yakin arkadasimin baby-shower duzenledigi persembe oglenine geliyoruz. Murat, Derya ve Ayhan yemege goturup sonra da 1'e kadar yukari cikarmadan oyalamaya calisiyorlar, derken hazir olduklari mesaji! geliyor ve yukari cikiyoruz.en buyuk toplanti odamiza girdigim anda evlilik muzigine benzer bir muzik caliyor, yere pembe bir yol cizmisler ve beni odanin ortasindaki pastaya yonlendiriyor:


ve derken Redd'in "prensesin uykusu" sarkisi esliginde ofis fotograflarimizdan olusan slide'larda duygulu anlar yasiyorum, ve ardindan gunun 3er 4er kisilik gruplar halinde bana dileklerini ilettikleri video cekiminde agzim kulaklarima variyor.. o kadar guzeldi, o kadar duyguluydu ki..

21 Şubat 2011 Pazartesi

kafa-dagitici

 Bir "Trilogy" olan bu serinin ilk kitabi "Ejderha Dovmeli Kiz" ismini ilk defa film festivalinde filminde gormustum, filmi seyretmemis olsam da carpici bir ismi oldugu icin akilda kalici. Aylar sonra Evren satin aldiginda dudak bukup evin bir kosesine atmistim, tum diger "best seller" super populer yabanci kitaplara yaptigim gibi. sonra hamile kaldim :) komik bir baglanti :) ama gercekten nasil basladim okumaya bilmiyorum ama hamileligin o tedirgin, belirsiz, heyecanli ama saskin, henuz ortada fol yok yumurta yok donemi olan ilk 3 aylik surecte, kafami dagitmaya, hayatimi yavaslatmaya, beni baska bir dunyay goturmeye o kadar yardimci oldu ki, ben stieg larsson in muptelasi oldum resmen. gunduz ofiste oldugum sure boyunca biran once eve gelip okumak icin yanip tutustum, oyle surukleyici bir hikaye!
ve filmi vizyona girdi. kitabindan bu kadar zevk almis oldugumdan filmini de ayni heyecanla beklemistim ama tam bir hayal kirikligi.

Derken serinin ikincisi cikti: "Atesle Oynayan Kiz". İlkinden daha surukleyici, daha karmasik bir hikaye, yarisina kadar neler dondugunu mumkun degil tahmin edemiyorsunuz, sonra yavas yavas cozuluyor tabi. Ben 2.sine gecmisken EVren de 1. ye baslamis durumda, ayni heyecana o  da kaptirdi, surekli tahminlerde bulunuyor, "poker face" olmaya calisiyorum, super zevkli :)
 Ve gecen seneki IF'te sanirim 2. sinin filmi geliyor, her ne kadar bir kitap/film kolik arkadasim Asli filmde uyusa da ben 1.sinden daha basarili buluyorum filmi--herhalde beklentim dusuk-- tabi yine de bir suru guzel bolumu "cut" etmelerinden dolayi kitabin lezzetini barindiramiyor.

ve yaklasik tum hamileligim boyunca! bekledigim serinin 3. su cikiyor subatin ilk haftasi:"Ari Kovanina Comak Sokan Kiz" ve benim de sevgililer gunu hediyem belirlenmis oluyor! :) Her ne kadar son 2 ayimi bebegimle ilgili kitaplar okumaya adamis olsam da kendimi ve her ne kadar sevgilime almis olsam da bu kitabi, bekledigimiz seyrinde gitmeyen bebegimizin hareketi sebebi ile kafami dagitmaya ilac gibi, hizir gibi yetisiyor.

herkesin kafasini dagitma yontemi farkli ama surukleyici bir romanla kendi kafasindan uzaklasabilenler icin muthis bir ilac, aklinizda olsun!

bebegin pozisyonu

normal dogum icin de gerekli olan ve zaten de aslinda olmasi gereken bebegin son haftalara dogru bas asagi bir pozisyon alarak doguma hazirlik yapmasi. arastirmalar sonucu ogrendiklerimiz:
- 36-37. haftalara kadar bebegin durusu uzerinde kafa yorulmamasi gerektigi, bu haftalardan once bu konu hakkında kafa yormanin cok erken oldugu.
- ama bu haftalardan sonra artik bebegin kilosunun normal sartlar altinda 2,5 kiloyu gecegi beklentisiyle hareketleri de kisitlaniyor, dolayisiyla daha sabit bir pozisyona gecegi.

cumartesi gunu muayenede bebegimizin basini yukarda gorunce--makat gelis deniyor buna-- derin bir takibe aldim kendisini icimde ve farkettim ki bunca zamandir bas asagi durdugunu varsayarak karnimin 2 yanindaki gerilmelere "spagat" aciyor olmasina baglamak ne kadar da yanlismis! espri bile olsa! megerse ufaklik fildir fildir donmekteymis! zaten haftasonu boyunca da sol koseden sag koseye gecip durdu. tabi ki derin takip devam etmekte!
doktorumuzun soyledigi bu konuda hicbir sey yapilamadigi yonunde olsa da Evren'in internet arastirmalari sonucu bir iki sey "varmis gibi" gorunuyo! tabi ki ne kadar etkili oldugu tartisilir, ama yine de insan bir seyler yapmis olmak istiyor eli kolu bagli durup beklemek yerine. Benim icgudulerimin soyledigi yuruyus ve harekete devam etmek ve tum hamilelik boyunca oldugu gibi "pozitif dusunce".

"varmis gibi" gorunen yontemler:
1. Telkin ve imgeleme - bebeğinizle konuşup ondan dönmesini isteyin.
2. Uyaranlarla bebeğin dikkatini çekme - Rahat bir pozisyon alıp pubis bölgesi tarafından bebeğinize çeşitli uyaranlar gönderin.  Mesela babasının konuşması, müzik dinletmek (ipod kulaklıklarınızı iç çamaşırınızın içine yerleştirebilirsiniz) veya bir fenerle ışık tutmak gibi.  Bunları bir sonraki maddede anlatılan pozisyonlarda da uygulayabilirsiniz.
3. Çeşitli pozisyonlarda gevşemek, dinlenmek.  Günde 2-3 kere 15-20 dakika uygulanabilir:
         - Ütü masanızı 30% eğimle yerleştirip (mesela bir kenarını kolyuğa dayayarak- ama sağlam olduğundan emin olmak lazım) baş aşağıda bir şekilde uzanmak.  Nefessiz kalmadığınızdan ve rahatsız olmadığınızdan emin olmalısınız.
         - Ayak tabanları yerde, dizle bükük sırt üstü uzanıp altını yastıklarla destekleyip popoyu havada tutarak
         -Dizler ve dirsekler üzerinde, baş yerde, popo havada
Bütün bu duruşlar bebeği popo veya ayakları ile yerleştiği pelvis bölgesinden oynatarak harekete geçirmeyi amaçlıyor.
4. Pelvik tilt egzersizleri
5. Yüzmek ve suda başaşağı durmak
6. Kayropraktik.  Yurtdışında çok yaygın olarak kullanılmasına rağmen ülkemizde çok az uzman var.  Daha fazla bilgi için Kayropraktik Derneği’ne başvurabilirsiniz.  Istanbul’da Aurelie Belsot seanslarının bu konuda yardımcı oldugu soyleniyor
7. Akupunktur.  32. haftada başlanması tavsiye ediliyor.
Kaynak: http://www.do-um.com/English/content/articles/6-12-Pregnancy-Ters-Bebek-Dondurme_17.aspx

19 Şubat 2011 Cumartesi

senfoni no:8ay muayenesi

her muayene oncesi olan stres en az seviyede bu sefer, 2 arkadasim geliyorlar cunku, Asli ve Ahu. Biraz da olsa NTS'deki bebegimin kalp atislarini duymalari icin 10 dakika erken gelmelerini soyluyorum. sabah erkenden kalkip doktorun yolunu tutuyoruz. NTS sirasi cok, doktor randevuya aliyor once bizi, koltuga yerlesmisken Ahu geliyor iceri doktordan hemen once, benim kadar heyecanli. 5 dakika sonra acilan kapıdan Asli'nin geldigini umuyorum ama doktor giriyor iceri, isiklar kapaniyor.. ve bizim ufaklik donmus bas yukari tekrar! 7. ayda hazirken, hazirlenmisken normal dogum icin gerekli bas asagi pozisyonu,  simdi 8. ayda birden dolanmaya basliyor tekrar. birseyler ters gitmis gibi hissediyorum, gozlerim doluyor, Evren'le gozgoze gelmemeye calisiyorum, Asli'nin gelememis olmasini dusunmeye zorluyorum fayda etmiyor. Ahu'nun bebisin kalbini renkli ultrasonda gordugu ve kalp atislarini duydugu andaki heyecanina kaptirmaya calisiyorum, sadece saniyeler suruyor soku unutmam icin. beklemiyoruz cunku, 7. ayda beliren ve 2 hafta onceki randevuda da basasagi durarak bize dogumun normal olacagi ve daha da onemlisi herseyin "normal" bir sekilde yolunda oldugunun sinyallerini veren bebegimiz simdi supriz yapiyor..
2 hafta once portakal, havuc gibi hazir sekeri fazla olan gidalari azaltmami oneren doktor, onerisine pisman oluyor, yarim kilo vermis buluyor beni ve bebegimiz de olmasi gerekenden 100gr az almis. "-ne disiplinli bir ciftsiniz" diyerek bir sonraki randevuda bebegimizi 2,5 kilo gormek istedigini soyleyerek tam tutturacagimiza belli ki inaniyor derinden.
NTS'ye giriyorum, Asli geliyor, kacirmadigini zannediyor once, farkettirince "uzulme" diyorum, "hala daha en az 3 randevumuz olacak, her ne kadar artik yuzunu gostermiyor olsa da!"
doktorun onerisi dogrultusunda enfes bir afyon kahvaltisi yapiyoruz atasehirde balli-kaymakli, koy ekmekli, binbir cesit peynirli, nesemiz biraz yerine geliyor. ayrilip eve donunce 3-4 saate yakin uyuyoruz ve tum haftasonunu benzer bir sekilde geciyoruz..

15 Şubat 2011 Salı

33 hafta + 3 gun

dun gece biraz zor gecti. sanirim 1 ay onceden ikizlerini normal dogumla 25 saatte doguran arkadasimin kuvezdeki veletlerinin haberi/fotografi ile ilgili olabilir biraz, biraz da aksam yemekten sonra normalden fazla olan braxton&hicks kasilmalarimin ve kasiklarimdaki harekete bagli agridan. geceleri artik sagdan sola donerken uyaniyor olmaya alistim! :) ama uyuyamamak cok fenaymis, negatif dusunceler arasinda. acil bir sekilde tekrar pozitif bir havaya burunmeye ve bir sure dogumla ilgili konusmamaya ihtiyacim var..

10 Şubat 2011 Perşembe

NTS havası

32. haftadan itibaren her 2 haftada bir gidilen muayeneler oncesi baglanilan, rahimdeki kasilmalari ve bebeginizin kalp atislarini takip etmeye yarayan alet: NTS. bizim doktorumuzun muayene odasinin yanindaki 2 kisilik minicik "nts odasinin" tavanında yukardaki resme cok benzer gokyuzu resmi var, hersey daha pozitif bir seans icin.. bir kus sesi eksik :)

9 Şubat 2011 Çarşamba

kararsizlik!

hamilelikte fiziksel, biyolojik ve psikolojik bir suru degisiklik yasiyor insan, acaba kararsizlik da bunlar arasinda sayilabilir mi!? kendimi hic bu kadar cok konuda bu kadar karararsiz bulmamistim:
hasta hissediyorum, ise gitsem mi gitmesem mi.. kizimiz odamizda mi yatmali 6 ay, yatmamali mi.. yatagi ahsap mi olmali boyali ama beyaz mi.. duvarlari duvar kagidi mi yapsak boyatsak mi.. bakici tutmali mi tutmamali mi, ne zaman tutmali.. slingo kesin kullanicam, simdi mi alsam sonra mi, ne zaman.. aksam yemege eve mi gitsem, anneme mi.. hava guzel yuruyus mu yapsam eve gidip yatsam mi.. kitap mi okusam blog mu yazsam..

8 Şubat 2011 Salı

Dogmamis cocugun gizli yasami-II

modern ve okumuş kadınların bilinçli anneler olduğu bir dönemde, bir onceki yazimda "dogmamis cocugun gizli yasami" kitabindan alıntılayarak ozetledigim seyler aslinda hamile oldugunuzu ogrenir ogrenmez-hatta belki hamile olmadan bile önce-- kulaginiza hep çalınan şeyler. illa derin uzun saatler boyu araştırmanıza bile gerek kalmadan sigara, içki kullanmamanız gerektiğini, klasik muzigin bebegi sakinlestirdigini, annenin stres olmaması gerektiğini adınız gibi biliyorsunuz. oyle ki artik bazi seyler cok klişeleştirilip tüketilmiş ya da işin özünü kavramanızı engelledigi hissi uyandırıyor insanda. klasik muzik mesela, bence sebep annenin sakinleşmesi boylece bebege de huzur anlamına gelecek hormonu salgilayarak bebegi sakinlestirmek, ama bunun anlamini kaybettigi nokta 2 cocuk annesi bir arkadasimin kendi yaptigi sey: muzik calarina mozart koyup kulaklıkları karnına dayaması!

dolayısıyla kocam zaytung'daki aşağıdaki hicvi gosterdiğinde çok güldük:

Tamamen Modern Çocuk Eğitimi Usullerine Uygun Olarak Yetiştirilen Genç, Bankacı Olabilmek İçin Gün Sayıyor

Doğumundan ergenliğine kadar tamamen modern çocuk eğitimi yöntemleri ile yetiştirilen ve "Türkiye'nin çocuk gelişimi kitaplarına göre büyütülen ilk çocuğu" unvanına sahip olan Zirve Doruk Kesican (25), geçtiğimiz günlerde askerden gelmesinin ardından bankacı olabilmek için gün sayıyor. Anne karnında klasik müzik dinleyerek başladığı yolculuğunun ardından, dünyaya adımını annesinin suda yaptığı doğumla atan Kesican'ın bankacılık yolunda ilerlemesi aileyi bir miktar hayal kırıklığına uğratsa da, kendisi bu durumdan pek şikayetçi değil.
http://zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=79607

Doğmamış çocuğun gizli yaşamı-I

Genel olarak henuz anne karnındaki bir yavrucagin duygusal gelisimi ve annenin hamileligi boyunca cocugun kisiligi uzerindeki etkisini anlatiyor Dr. Thomas Verny ve John Kelly. Bunun için en önemli şeyin "bağlanma" olduğunun üzerinde duruluyor tüm kitap boyunca; önce rahim içi bağlanma ve bunun doğal sonucu olarak da kurulan bağın doğum sonrası da devamı sayesinde anneliğe rahat/doğal bir geçiş.

".. bir kadin cocugunun hayatini dogumdan cok once etkilemeye baslayabilir. Bunun bir yolu hamilelik sirasinda sigarayı ve içkiyi azaltmak ya da tamamen birakmaktir. Baska bir yolu da cocuk ile konusmaktir. Cocuk gercekten sizi duyar ve daha da onemlisi duyduklarina yanit verir. Yumusak rahatlatici bir konusma ona sevildigini ve istendigini anlatir. Bu tabii ki kelimeleri anladigi icin olmaz, kelimeler onun anlayabileceginden daha karmasiktir. Ancak soylenenlerin tonunu rahatlikla anlayabilir."

"Dogmamis cocuga bir seyler ogretmeye baslamak bile mumkundur. En azindan gunde birkac dakikasini sakin muzik dinlemeye ayiran bir anne, cocugunun daha sakin ve rahat hissetmesini saglayabilir. Muzikle olan bu erken tanisma, cocukta hayat boyu suren muzikal bir ilgi alani bile yaratabilir."

"Doğumdan sonraki 1 saat kadar kısa bir süreyi bile anne-çocuk beraber geçirmek hem anne hem de çocuk üzerinde çok olumlu etkiler yaratabiliyor. Bu ilk saatlerde anne ve bebeğin en çok ihtiyacı olan şey yemek ya da uyku değil birbirilerini dinlemek, bakmak ve okşamak."

"Bebegin aglama sesleri anne süt üretimini sağlıyor ve dokunuşları da doğum sonrası kanamanın azalmasına yardımcı olan hormonun salgılanmasına yardımcı oluyor."

"..hamileligi hakkinda kendini iyi hisseden bir kadının anneliğe geçişi de kolay olacaktır."

7 Şubat 2011 Pazartesi

hıçkırık

minik bebegimi hıçkırık tutuyo! minik, minicik sarsılıyor karnım, daha erken haftalarda da olmustu bir iki ama simdi daha sık oluyor. yutmayı yeni ogrendiginden ve amniyo sıvısını bol bol yutmasından kaynaklanıyormus. beni hıçkırık tutmuş gibi nefesimi tutasım geliyor biran once geçsin diye :)

3 Şubat 2011 Perşembe

ilk bakici adayi gorusmesi

sevimli, kibar, genc, kucugu 3 yasinda olan 2 kiz cocugu annesi, kendisi 6 kiz kardesin ortancasi.. bulusmaya kocamla birlikte gittik, o da kocasiyla gelmisti, kocasi da cok kibar bir adam, ayni emellerle oradaydik belli ki. ama. ama...........
henuz 8 aylik bebegimi teslim ediyormusum gibi geldi. kim yeterli/iyi gelir gozunuze boyle bir sey icin?
gorusme sonrasindaki 1 saat depresyona girdim resmen, sadece kisa bir sureligine, sadece aglama krizim gecene kadar :) sonra uyudum.. sweet mother of sleep..

1 Şubat 2011 Salı

32. hafta ve calisabilir raporu

zaman geldi catti malum 32. haftaya. her calisan annenin bir cesit alarmi gibi bir sey. normalde resmi olarak bu haftadan itibaren kadin calismamali. ama eger calismaya uygunsa bu dogrultuda SSK ya da bagkur nereye bagliysa orada gecerli bir hastaneden "5 hafta daha calisabilir" raporu almak gerekli. 5 haftanin sonunda da "iş gormezlik raporu" alarak resmi izninizi başlatıyorsunuz.  "5 hafta daha calisabilir" raporunu alacaginiz 32. haftaya dikkat, son adet tarihinden itibaren saydiginizda 31+3 ya da + herhangi baska bir sayi 32. hafta etmiyor, illa 32 / 32+1 lere baslamis oldugunuz hafta 32. hafta sayiliyor!
5 hafta degil ama 3 hafta daha calismak istiyosunuz diyelim, yine de 5 hafta daha calisabilir raporu alip 3. hafta sonunda izne ayrildiginizi belirten baska bir rapor aliyorsunuz ayni hastaneden. prosedur bu.

prensesin arkadasi

kocamin annesine davetliyiz yemege, eve ugruyorum 2 dakikaligina, yanliz onemli bir mail bekliyorum diye sadece 1 dakikalıgına e-maillerimi kontrol ediyorum, universitede cok yakin oldugum sonra metropol hayatinin kosturmacasinda arayi actigimiz ama surekli birbirimizi son gelismelerden haberdar ettigimiz bir arkadasim yakaliyor g-talk'ta, bir kotu haberle birlikte bir de mujdeyi patlatiyor: 12 haftalik hamile! :) sanal ortamin sanal nesesine birakmadan bu guzel haberi 1 saat sonra konusmak uzere sozlesiyoruz, ve sonra 1 saate yakin konusuyoruz. telefonu kapadigimdan saatler sonra bile hala icimi kaplayan sevinc devam ediyor, onu gormek icin sabrisizlaniyorum:) ..universite gunlerine gidiyo aklim, salaş, başıboş, tek derdimizin dersler olduğu, sürekli planlar yapıp bolca sarhoş olduğumuz günlere.. 8-9 sene öncesine.. güney kampusun dik yokusundan yukarı yururken sakin, telassiz, biri deseydi ki aynı sene çocuklarımız olacak, guler gecer miydik acaba, ciddiye alir miydik yoksa?
hamile oldugumda uzuluyorduk hic arkadasi olmayacak prensesimizin diye, daha dogmadan 2 arkadasi oldu bile! you never know! :)

28 Ocak 2011 Cuma

bebek odasi-I

sonunda karar verdik sonsuz konusma/arastirma/dusunme/tartisma sonucu: kizimiz 6 ay kadar bizim odamizda olacak, bu demektir ki yatagi da! ve bu demektir ki evimizin nacizane bir dolap buyuklugundeki diger odasinda dolap durmaya devam edecek. bu karar ve 7. ayi devirmis olmanin verdigi rahatlik/tatli telas karisimi bir duygu ile bugun annemle ilk defa bebek odalarini dolastik bir-iki. korkunc kaba ve agir fatih kral ile baslayip zarif desenli ama illa da boyali inci tuncel ile bitirdik. ablamin izinden giderek mother-care in boyasiz mobilyalarinda sonlanacagim hissiyle gunu kendime gore bitirdim. annemi evine biraktiktan sonra kiziltoprakta "angel.." diye bir yer gordum, hadi buraya da bakim diyerek daracik otoparkina parkettim. yine boyali boyali mobilyalari gorup "-gereksiz girmisim bu daracik ototparka" diye soylenirken geri vitese taktim arabami ama artik sisen karnim arkama donmeme pek izin vermedigi icin tum dikkatimle geri geri gitmekteyken babaya gecirdim. o kadar yuksek bir gacirti cikti ki "out-of-nowhere" 2 adam belirdi birden. yok bu araba cikmaz burdan, ya da kaporta cikar tumuyle yerinden gibi sacmaliklarla tartisirken birden etraf kalabaliklasti.. allahim birakin beni aglicam dedim ama kimse duymadi. derken ben hic beklemezken adamcagizlar birden arabayi kaldirdi yukari ve yana cekerek kurtardilar babadan! -hamileligim faydalari sanirim:)- apar topar binip arabaya kiziltopragin trafigine karisirken bir aglama tuttu beni, kizginlik korku karisimi. arkaya donemedigim icin kizdim kendime once, sonra is cikardim basima diye, sonra da korktum bebegime bizi olmasin diye.. hamilelik iste boyle bir sey:)

25 Ocak 2011 Salı

31. hafta

ofiste bir gun. hava kapali/soguk, sonunda "kis"in geldigi bir hafta. isler yogunlasti bir kac gundur. muzigim kulagimda. tam kaptirmisim kendimi ise ve griye. bebegim hareketlendi birden. "-anne benim canim sikildi, hadi kalk yuruyelim." diyor sanki, gercekten isten ayirmak ister gibi beni. o istemese bile ben kopuyorum zaten, umrumda degil onumdeki hicbir sey, ayagi nerde, eli nerde onu hayal ediyorum :)

22 Ocak 2011 Cumartesi

senfoni no:7ay muayenesi

her zamanki gibi 1 gun onceden belli belirsiz bir stres kapladi icimi, kocam ne kadar "gerek yok artik" dese de, prensesim ne kadar hareketleriyle/tepkileriyle varligini tum inanilmazligiyla gozler onune serse de! yine de icimdeki ufak kipirdanmalara engel olamiyorum muayene oncesi. dolayisiyla dun geceyi once dame de sion'daki 1 saatlik piyano konseri ardindan yakup taki raki-balik sofrasi ile doldurmak cok iyi geldi, kafami dagitmak icin. bir de uzerine 4 ay once evlenen arkadaslarimizin 4 aylik bir oglan cocugu beklemekte olduklarini ogrenince acaip sevindik. prensesin ilk arkadasi belli oldu, bebeklik arkadasi:))

derken 1 gibi yatip yine de sabah uyuyamayip erkenden kalktik, kocamin annesini once sonra da benim annemi alarak--evet ilk defa annelerimizi de yanimiza alarak-- doktorun yolunu tuttuk. benden baska herkes sakin, kocam asiri sakin. doktorun kalabalik ailemizi ilk gorudugundeki yorumu -"anneler geldigine gore artik sonlara yaklastik demektir." :)

hersey yolunda cok sukur, vee kizimiz yola girmis, basasagi dogum pozisyonunu almis bile! bu durumda yuzu gorunmedi tabi! anneler icin heyecanlandigimizla kaldik, ama olsun haber cok iyi:) napalim biz de kahvalti yapariz hepbirlikte dedik, kahvalti/oglen yemegi karisik 2 ogunluk yemek yedik.. uzerine 1 saat sonra ben bir de buyukannenin yaptigi katmerlerden tahin-pekmez esliginde goturdum, kocamin saskin bakislari altinda ve gunumuzu sakinlikle kapadik mideler dolu bir sekilde.. :)

20 Ocak 2011 Perşembe

muayeneden onceki gece


artik rutinim oldu muayene once icimin kipir kipir olmasi. o sebeple normalde onceki geceyi erkenden sonlandirip guze bi uyku cekip sakinlesmeye calisiyorum. ama bu sefer bir degisiklik yapip geceyi taksimde hem de ustuste 2 programla gecirmeyi planliyoruz. once yeri dolmayan eski zaman okullarindan dame de sion lisesinde macar bir abi nin :) piyano konserine gidiyoruz. sureyya operasi'nda calisan yakin arkadasimiz Asli bize davetiyeyi onerdiginde atliyoruz, kocamla ortak noktalarimiz icinde en guzellerinden sanata duskunluk.
konser salonu bicimsiz de olsa okulun girisindeki ara guler sergisiyle, gece avlunun isiklandirmasiyla okula bayiliyoruz, hemen mezunu arkadasimi arayaip okulunu ne kadar begendimi anlatiyorum, o da kendi hikayelerini anlatmak uzere soz veriyor.
ikinci duragimiz asmali'daki raki-balik sofrasi icin sofyali'ya gidiyoruz yeni evlenen arkadaslarimizin organize ettigi. hic aklimiza gelmiyor ama gecenin suprizini patlatiyorlar: aybala hamile! hem de bir oglan! ama durun bir dakika eger oglan oldugunu biliyorsaniz 15-16. haftalarda olmalisiniz diyoruz, herkes kafasindan bir hesap yapiyor:) ben sevincten gozlerime inanamiyorum bir sure, zaten buyuk olan gozlerim bir sure kuculemiyorlar:)
ve prensesimizin ilk arkadasi belli oluyor, sanki en yakin arkadasi olacamis gibi bir his doguyor icime.. ertesi gun olan randevu uzuncaaa bir sure ucuyor gidiyor aklimdan..

19 Ocak 2011 Çarşamba

30. hafta

dun kocamla birlikte okuyorduk 29+5. gununde oldugumuz haftanin ozelliklerini internetten, her hafta rutinimiz oldu, o haftanin degisimlerini ve bir sonraki hafta bizi nelerin bekledigini ogreniyoruz, ama 2 sonraki haftayi degil.. hersey vakti geldiginde.. sanirim bu bakis acimizi da gosteriyor.
30. hafta ozelliklerinin biri olarak soyle yaziyor: "bebeginiz kahvaltidan sonra en az iki kere hareket etmeli"
.. dusunuyorum, benim bebegim o kadar hareketlendi ki bu hafta, 2 kere 3 kere diye saymak ne mumkun! kahvaltidan sonra, aciktigim(n)da, aksamlari yattigimda ve magnezyum ictigimde ozellikle. tabi ben her hareketinde ilk hareketiymis gibi heyecanlaniyorum. bazen alistim artik diyorum, bazen doyamiyorum, kocam da ayni sekilde. her aksam konusuyor mutlaka ona, dun gece o kadar yorgundum ki ben uyuyakaldim, ama baba-kiz hala konusuyorlardi!

18 Ocak 2011 Salı

Slingo

Yeni dogmus bebegin(m)izi tasimak icin "anne kucagi" denen sepetler bana itici gelmisti ablam kullanirken de. simdi kendim olaya dahil olali beri arastirmalarim sonucu yeni bir akim oldugunu ogreniyorum: eskiye donus!kisaca bebegin anneye ne kadar "attached" olursa o kadar mutlu olacagini soyleyen bir akim. hatta " attachment parenting" olarak terimsellestirilmis durumda. Kisaca asagida gorunen "bez" parcasi modern "sling" denilen sey.
Benim urunle ve terimle ilk tanisikligim http://www.slingomom.com/ sayesinde oldu, ve slingo mom in kendi yarattigi marka olan: http://www.babyslingo.com/.
Biraz arastirirsaniz farkli alternatifler de bulmaniz mumkun:

bebegimi koynumda taşımak icin resmen sabirsizlaniyorum..

17 Ocak 2011 Pazartesi

ilk konser!

bu aksam kadikoydeki nesli tukenmis guzellikteki tarihi sureyya operasinda "ensemble achitekturk" 4 yaylidan olusan oda muzigi konserini dinlemeye gittik. konser harika olmakla birlikte bebegim ozellikle 2. yarida oyle bir hareketlendi ki kocamin eli karnimda hayretle acilmis gozleri tum ikinci yariyi boyle gecirdik:) kizim ellerini ayaklarini oynatiyo, uzun uzun harketler yapiyordu. nasil yorumlamamiz gerektigini bilemedik, ya cok sevdi ya da cok rahatsiz oldu.. ama her iki durumda da bir tepki vermis oldu, hamilelik inanilmaz gelismelerle devam ediyor, her gecen gun resmen kizimizin buyudugunu icimde hissediyorum ve goruyorum, her gecen gun!

13 Ocak 2011 Perşembe

PHASE-III

bu haftanin basindan itibaren kasilmalarda, karin agrilarinda ve tum gun ofiste oturmaya bagli gogus altinda sikismaktan kaynaklanan agrilarda gozle gorulur bir artis oldu. sanirm 3. 3 aylik periodun zorluklari basladi. uzaninca hic problem yok aslinda, ya da ayaktayken. ama tum gun oturma pozisyonu beni bitiriyor. hamilelik iznine martin 2. haftasi baslarim diyordum, ki dogum da mart sonu/nisan basi gibi ongoruluyor insallah. ama boyle giderse subat ortasi izne ayrilabilirim. zaten 4 gozle bekliyorum yaklasan "career break"imi allahin izniyle:)
buarada bugun bir arkadasim yeni cikan kanunla ilgili bir mujde verdi, artik dogum beklenen tarihten once olursa iznin yanmasina goz yumulmuyor ve dogum sonrasina ekleniyor! zaten ilk duydugumda da cok sacma gelmisti, ve sirkette hangi anneyle konustuysam bu dertten muzdaripti, kanunun degismesine cok sevindim..

12 Ocak 2011 Çarşamba

uykusuzluk

dun 6,5 ay boyunca ilk defa uyuyamadim. sebep 7-9pm arasi uyuyakaldigim icin tum uykumu almis olmak olabilir mi bilmiyorum ama saga don, sola don uyuyamadim 11den sonra sabah 3e kadar. sonra pes ettim, 4.30 a kadar kitap okudum cizirdayan salon lambasi altinda. tabi bebis acikti bir ara, o saatte ne yesem bilemedim, 2-3 tane badem atistirdim agzima, sakinlesti bizimki:)
sonra uykum gelir gibi olunca kacirmadim, sizmisim. ne kadar kotuymus uyu(ya)mamak.